Boyun fıtığı, omurlar arasındaki diskin yerinden kayarak sinir köklerine veya omuriliğe baskı yapması sonucu ortaya çıkan ciddi bir sağlık problemidir. Bu durum, kol ve omuzlara yayılan ağrı, uyuşma ve kas güçsüzlüğüyle kendini gösterir. Şiddetli vakalarda boyun fıtığı ameliyatı gerekebilir; ancak son araştırmalar, her hastada cerrahiye ihtiyaç olmadığını, yaş, cinsiyet ve iş koşullarının hastalığın gelişiminde belirleyici olduğunu ortaya koymaktadır.
Güney Kore’de yapılan kapsamlı bir epidemiyolojik çalışma, boyun ve bel fıtıklarının görülme sıklığını yaş, cinsiyet ve mesleki faktörlere göre incelemiş ve elde edilen sonuçlar, hastalığın toplum genelinde nasıl dağıldığına dair önemli veriler sunmuştur.
Araştırmanın Amacı ve Önemi
Pusan Ulusal Üniversitesi araştırmacıları tarafından yürütülen bu çalışma, 2004–2010 yılları arasında ulusal sağlık sigortası verileri üzerinden 20–69 yaş arası milyonlarca kişinin sağlık kayıtlarını analiz etmiştir.
Amaç, boyun fıtığı ve bel fıtığı sıklığını farklı yaş, cinsiyet ve iş grupları arasında karşılaştırarak, özellikle çalışma koşullarının hastalık gelişimine etkisini ortaya koymaktır.
Çünkü bazı meslek gruplarında —örneğin inşaat, nakliye veya üretim sektöründe— omurga üzerine binen yük çok daha fazladır. Bu durum, zamanla disk dejenerasyonuna ve fıtıklaşmaya yol açabilir. Bu tür bulgular, yalnızca tıbbi değil, aynı zamanda meslek hastalığı tanımlaması açısından da büyük önem taşımaktadır.
Yaş ve Cinsiyet Farklılıkları
Araştırmanın dikkat çekici sonuçlarından biri, yaş arttıkça boyun ve bel fıtığı oranlarının belirgin şekilde yükselmesidir.
20’li yaşlarda oldukça düşük olan oranlar, 50’li yaşlarda 5 katına kadar çıkmaktadır. Bu, yaşla birlikte disk yapısının su kaybetmesi ve esnekliğini yitirmesinin doğal bir sonucudur.
Cinsiyet açısından ise şaşırtıcı bir bulgu ortaya çıkmıştır:
Daha önceki çalışmalar genellikle erkeklerde fıtık oranlarının daha yüksek olduğunu öne sürerken, bu araştırmada kadınlarda hem boyun hem bel fıtığı insidansının daha yüksek olduğu görülmüştür.
Bu farkın, hormonal değişiklikler ve kas yapısındaki farklılıklarla ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca kadınların ev işleri veya tekrarlayan omuz-boyun hareketleri gerektiren işlerde çalışması da bu farkı artıran faktörlerden biridir.
İş Koşulları ve Fıtık Gelişimi
Çalışma, sigorta verilerini kullanarak bireyleri dört ana gruba ayırmıştır:
- Şirket çalışanları
- Devlet memurları ve özel okul personeli
- Kendi işini yapanlar (bölgesel sigortalılar)
- Düşük gelirli, fiziksel işlerde çalışanlar (tıbbi yardım alanlar)
Elde edilen sonuçlara göre:
- Boyun fıtığı en çok kadınlarda ve özellikle tıbbi yardım grubundaki düşük gelirli bireylerde görülmüştür.
- Bel fıtığı oranı ise yine aynı grupta en yüksektir.
- Büro çalışanlarında oran oldukça düşüktür, bu da fiziksel iş yükünün belirleyici rolünü göstermektedir.
Yani, omurgaya sürekli yük binen, ağır kaldırma veya uzun süreli eğilme gerektiren işlerde çalışan bireylerde boyun fıtığı ameliyatı riski belirgin şekilde artmaktadır. Bu sonuçlar, fıtık gelişiminde mesleki faktörlerin en az genetik ve yaş kadar etkili olduğunu kanıtlar niteliktedir.
Boyun Fıtığı Ameliyatı Ne Zaman Gereklidir?
Hastaların çoğunda boyun fıtığı ilaç, fizik tedavi ve istirahat ile iyileşme gösterir. Ancak bazı durumlarda boyun fıtığı ameliyatı kaçınılmaz hale gelir:
- Kol veya elde ilerleyici güç kaybı,
- İdrar veya dışkı kontrolü bozukluğu,
- Şiddetli ağrının ilaç ve fizik tedaviye rağmen devam etmesi,
- MR görüntülerinde belirgin sinir basısı saptanması.
Bu durumlarda erken cerrahi müdahale, kalıcı sinir hasarını önleyebilir. Ancak araştırmalar, doğru konservatif tedavi uygulandığında hastaların büyük kısmında ameliyat gereksiniminin azaldığını göstermektedir.
Sonuç: Her Boyun Fıtığı Ameliyatlık Değildir
Güney Kore’de yapılan bu geniş çaplı çalışma, boyun fıtığının gelişiminde yaş, cinsiyet ve özellikle iş yükü faktörünün önemli bir rol oynadığını açıkça ortaya koymaktadır.
Fiziksel olarak ağır işlerde çalışan bireylerde risk artmakta, buna karşın düzenli egzersiz yapan ve doğru postür alışkanlıklarına sahip kişilerde risk düşmektedir.
Sonuç olarak, boyun fıtığı ameliyatı kararı her zaman ilk seçenek olmamalıdır. Çoğu vakada, doğru zamanda uygulanan fizik tedavi, kas güçlendirme egzersizleri ve yaşam tarzı değişiklikleri ile başarılı sonuçlar elde edilebilir. Ancak nörolojik bulgular ilerliyorsa, erken cerrahi müdahale kalıcı hasarı önlemenin en güvenli yoludur.
Bir Cevap Yaz







